Hepimizin, aslında önemsediği şeyleri unuttuğu olmuştur. Bazen de bir sınav için saatlerce ezber yaparız ama sınavda bu ezberleri unutup ‘bunu daha dün ezberlemiştim, nasıl unuturum?’ demiş olabiliriz. Peki neden unutuyoruz, ya da öğrendiğimiz bir şeyi sonsuza dek unutmak gerçekten mümkün mü?
Önce, unutmanın bir tanımını yapalım. Unutmak, beynimizin uzun süreli belleğinde depoladığımız bilgilerin geri getirilememesi, hatırlanamaması ya da tanınamaması anlamına gelir. Uzun süreli bellek dediğimiz; üç bellek sürecinden biridir. Bu üç bellek sürecinden de kısaca bahsedelim. Bilgilerin ilk uğradığı yer duyusal bellektir. Eğer bu bilgiler dikkatimizi çektiyse, ona yoğunlaşırsak bilgiler kısa süreli bellek’e gelir. Bu ilgilenme durumu artar ve yeni bilgi bir süre daha düşünülür, tekrar edilirse uzun süreli belleğe aktarılır. İşte bilgilerin son durağı uzun süreli bellektir. Uzun süreli belleğimiz sonsuz bir alana sahiptir. Evet sonsuz bir alan diyorum… Yani elektronik aletlerde olduğu gibi yeni bilgilerin gelmesi için ‘yetersiz alan’ uyarısı karşısında eski bilgilerin silindiği bir sistem değil bu. Bu da demek oluyor ki aslında belleğe kaydedilen bilgiler yok olmaz. Yani tamamen unutmak diye bir şey yoktur. Unutmak tanımında da bahsettiğim gibi; uzun süreli bellekteki bilgilerin geri getirilememesi, hatırlanamamasıdır; bilginin yok olması değil. Uzun süreli belleğimize kaydettiğimiz bilgilerin aslında silinmediğini öğrendik. Peki neden geri getiremiyoruz, hatırlayamıyoruz yani unutuyoruz bazı şeyleri? Şimdi bu sebeplere bakalım.
-
Bastırma: Geçmişinde cinsel tacize uğrayan bir adam cinsel taciz konulu bir film izledikten saatler sonra bir papaz tarafından cinsel tacize uğradığını capcanlı bir şekilde hatırlamaya başladı. Peki bu adamın normalde neden bu anıyı hatırlamadığını nasıl açıklarız? Cevap: bastırma kavramı ile. Bastırma duygusal olarak bizi zorlayan kaygı hissettiren bilgilerin otomatik olarak bilinçdışında gizlenmesini sağlayan zihinsel süreçtir. Bastırılan şeyler istemli olarak bilince getirilemese de o anıyı çağrıştıracak bir durum, bastırılan şeyin bilinçlilik haline gelmesine neden olabilir.
-
Bellek kaybı (Amnezi): Filmlerde görüyoruz bu unutma türünü aslında. Kafasını çarpıp bilincini kaybeden kişi uyandığında ‘ne oldu?’ diye soruyor. Yani kafa çarpması sonucu son yaşanan olaylar geçici ya da kalıcı olarak unutulabiliyor. Bunun sebebi alınan darbe ile beyindeki yumuşak beyin maddesinin, sert kafatasına çarpması ile beynin iletişim ağını oluşturan nöronların hasar görmesidir. Darbe ile birlikte hastalıklar (örneğin Alzheimer), genel anestezi, bazı ilaçlar, ağır psikolojik travmalar da bellek kaybına yol açabilir.
-
Çarpıtma: Kişiler sahip oldukları önyargılar hatta daha geniş olarak düşünme stilleri dolayısıyla bazı şeyleri yanlış hatırlayabilir ya da unutabilirler. Boşanmış çiftlerin onca güzel zamanları da olmasına rağmen sadece kötü zamanları hatırlaması buna örnektir. Çünkü onlar artık evliliklerinin kötü olduğu inanışına sahipler ve hatırladıkları o kötü anılarla da bu düşüncelerini destekliyorlar, düşüncelerini bu yönde yoğunlaştırıyorlar. Böylelikle iyi anıları yok ederek bir çarpıtma gerçekleştiriyorlar.
-
Bozucu etkiler: Eğer aynı gün içinde iki sınav için hazırlanıyorsanız bilgilerin birbirine karıştığına şahit olabilirsiniz. Özellikler dersler benziyorsa bu durum kaçınılmazdır. Unutmanın da en genel sebebi olan bozucu etkiler, bir bilginin çağırılmasının; ilgili başka bilgiler tarafından engellenmesi demektir. Yani yeni ya da eski bilgiler karışıklık yaşatabiliyor.
-
Zayıf geri getirme ipuçları: Geri getirme ipuçları, canlı zihinsel imgeler oluşturarak ya da yeni bilgilerle önceden bildiğimiz bilgiler arasında çağrışımlar oluşturarak meydana getirdiğimiz zihinsel hatırlatıcılardır. İşte bu çağrışımlar ne kadar kuvvetsiz olursa da zayıf geri getirme ipuçlarına sahip oluruz yani hatırlayamayız. Örneğin ‘uzun süreli bellek’in baş harflerini aldığımızda USB kavramıyla karşılaşırız ve böyle bir bağlantıyla uzun süreli belleğin depolamayla ilgili olduğunu hatırlamamız kolaylaşır.